• info@afyonfirmarehberi.com.tr
  • +90 (551) 344 24 40

HABER DETAYI

24 Eylül 2025 11:20

ALTIN TOHUMLARDA “ALTIN ÇİLEK” KONUŞULDU

Sektörden alınan son haberlere göre;

Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Dr. Gülay Beşirli, Altın Çilek’in ülkemizdeki geçmişi, besin değeri ve gelecekteki potansiyeline dikkat çekerken; İdeal Tarım İş Geliştirme ve Zirai Operasyonlar Sorumlusu Ahmet İşçen ise üretim ölçeği, maliyetler ve ihracat imkânları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Çevrimiçi gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, moderatörlüğünü İSTİB Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Şen yaptı. Toplantıya, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Dr. Gülay Beşirli ve İdeal Tarım İş Geliştirme ve Zirai Operasyonlar Sorumlusu Ahmet İşçen konuşmacı olarak katıldı.

“Henüz Hak Ettiği Noktada Değil”

İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap, fonksiyonel gıdaların yükselen önemine dikkat çekerek, halk arasında “yer kirazı” olarak bilinen Altın Çilek’in ülkemizde hak ettiği noktaya ulaşamadığını vurguladı. Kasap, küresel pazarın 2024’te 1,48 milyar dolara ulaştığını 2033’te ise 2,78 milyar doları aşmasının beklendiğini belirterek, bu tropikal meyvenin yüksek besin değeri ve sağlık faydalarıyla sofralarımıza girmesi adına doğru tanıtım ve tüketici bilincinin artırılmasının şart olduğunu ifade etti.

“Geleceğin Altın Değerinde Meyvesi”

Altın Çilek’in ilk kez 1995 yılında İtalya’dan ülkemize giriş yapmış olduğunu belirten Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünden Dr. Gülay Beşirli,“Bu ürün, Enstitümüz tarafınca yürütülen adaptasyon çalışmalarıyla tarımsal üretime kazandırıldı. Fakat ticari anlamda tohum üretimi ve satışı ülkemizde henüz başlamış değil. Tıbbi olarak da kullanılan bu değerli meyvenin uluslararası standartlarda çeşit tescili ülkemizde güvence altına alınmıştır. Böylece küresel çapta pazarında rekabet edebilmenin de önü açılmıştır. Altın Çilek’in raf ömrü kısa olmakla birlikte, 0°C’de yüzde 85-90 nem koşullarında 60 güne kadar depolanabilmesi mümkün.

Yüksek potasyum içeriğiyle kemik sağlığını destekleyen, sindirimi kolaylaştıran ve bitkisel fosfor kaynağı olmasıyla dikkat çekiyor. Taze tüketiminin yansıra marmelat, kurutulmuş ürünler, pasta sanayi, salatalar ve sofra süslemelerinde egzotik bir lezzet olarak kullanılabiliyor. Geçmişte hızlı kilo vermek amacıyla hap formunda bilinçsiz tüketimi sebebiyle olumsuz bir imaj edinmiş olsa da, ufak ama besin değeri yüksek yapısıyla gelecekte “altın değerinde” bir ürün olma potansiyeli taşıyor” aktardı.

“Ülkemiz’de Üretim Henüz Ufak Ölçekte”

Küresel üretiminin yüzde 94’ünü tek başına Kolombiya’nın gerçekleştirdiğine değinen İdeal Tarım İş Geliştirme ve Zirai Operasyonlar Sorumlusu Ahmet İşçen, “2022 yılı itibarıyla Kolombiya’nın 20 bin ton üretimi ve 40 milyon dolarlık bir ihracatı söz konusu. İhracatın dev bir kısmı da Hollanda’ya yapılıyor. Yani güney yarım küreden kuzey yarım küreye taşınan bir ürün ve bu da lojistik maliyelerini oldukça yükseltiyor.

Bizde ise üretimi henüz ufak ölçekte gerçekleştiriliyor. Üretim henüz yeterli miktarda değil. Talebi karşılamak adına yaklaşık 10 ton ithalatımız, 10 ton da yerli üreticiden alımımız var. Fakat satış kanallarımızda son dönemde bir yükseliş söz konusu. Ürün genelde ufak paketlerde satılıyor. Fiyat beklentisi yüksek oluştuğu adına bazen fiyatlar ithal fiyatların üzerine çıkabiliyor. Negatif bilgilerden dolayı uzak duranlar da var. Bunlar satışı etkileyen kritik etkenler. Biz raflarda olması adına çalışıyoruz. Çünkü Altın Çilek, ‘süper gıda’ konseptinde öne çıkabilecek ama henüz değeri tam olarak anlaşılmamış bir ürün. 1 dönümde 350 bin lira ciro mümkün” aktardı.

“AB Ülkelerine İhraç Edilebilir”

İşçen üretimde karşılaşılan zorluklara da dikkat çekerek şöyle devam etti: “Şu an istikrarlı bir satış hacmi oluşmadığı adına üretici belirsizlikler karşısında üretim ölçeğini artıramıyor. Hasadı zahmetli, işçilik giderleri yüksek. Bir kişi günde en fazla 20 kg toplayabiliyor. Sözleşmeli tarım modeliyle, topraksız yetiştiricilik ve jeotermal seracılıkla yılın 12 ayında yüksek kalitede üretim gerçekleştirebilirsek bu ürünü AB ülkelerine ihraç edebiliriz. Üretici açısından yüksek işçilik maliyetleri, tüketici açısından ise fiyat belirsizlikleri talebi sınırlandırsa da, soğuk zincir ve bilinçli pazarlama sayesinde AB’ye daha düşük maliyetli ihracat yapma, raflarda sürekli yer alma ve üretim ölçeğini büyütme şansımız var”

HABERE YORUM YAP

HABERE YAPILAN YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.