Türkiye, enerjide geleceğe küçük modüler reaktör çalışmalarıyla hazırlanıyor

Sektörden alınan son haberlere göre;

Ufak modüler reaktörler (SMR), geleneksel dev nükleer santrallere kıyasla daha kompakt, esnek ve güvenli enerji üretim birimleri olarak öne çıkarken, Ülkemiz, enerji üretiminde taze teknolojilere yönelerek sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemeyi ve enerji bağımsızlığını güçlendirmeyi planlıyor.

Özellikle SMR alanında çalışmalar başlatarak gelecek yıllarda enerji güvenliğini artırmayı hedefleyen Ülkemiz, nükleer enerji alanında teknoloji ve yatırım açısından stratejik bir konuma gelmeyi hedefliyor.

Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneğinin (IAEE) Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) Konferansı’nda AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Adnan Shihab-Eldin, SMR’lerin geleneksel dev nükleer santrallere kıyasla hem yatırım maliyeti hem de güvenlik sistemi bakımından kritik avantajlar sunduğunu belirtti.

SMR’lerin Ülkemiz açısından önemine değinen Shihab-Eldin, “Birim başına sermaye maliyeti açısından daha ufak oldukları adına dev sermaye riskine girmiyorsunuz. Güvenlik açısından geliştirilmiş sistemleri var. Oldukça yönlülük ve farklı uygulamalar adına yayılabilme açısından öne çıkıyorlar.” diye konuştu.

Ülkemiz’nin SMR çalışmalarını başlatmasının ülkenin geleceği adına stratejik bir fırsat sunduğunu vurgulayan Shihab-Eldin, şunları kaydetti:

“Ülkemiz, SMR’ler gelişirken başta adım atarak öngörü gösterdi. Önümüzdeki yıllarda en iyi teklifleri çekmeye başlayacak. Fakat Ülkemiz’ye tavsiyem, ilk örneği inşa eden şirketi değil, ikinci, üçüncü ve dördüncü örnekleri ekonomik maliyetle inşa edebileceğini kanıtlayan şirketi seçmesi. Böylece gözlemleme, seçme ve başarılı olma kapasitesine sahip olacak.”

– “Taze enerji kaynaklarına ihtiyaç var”

Hergüner Bilgen Üçer Avukatlık Ortaklığının Kıdemli Ortağı Ümit Hergüner ise, SMR’lerin Ülkemiz’nin enerji güvenliğinde kritik rol oynayabileceğini belirterek, sanayi üretiminde rekabeti artıracağını ve Avrupa Birliği’nin (AB) yeşil mutabakatına uyum açısından avantaj sağlayacağını belirtti.

Konvansiyonel nükleer santrallere oranla SMR’lerin ihtiyacın olduğu yere kurulabilmesinin en dev avantajlardan biri olduğunu vurgulayan Hergüner, “Demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, cam benzeri ürünlerin enerji girdisi oldukça yüksek olduğu adına bu ürünlerin üretildiği tesislerin dibine kurabileceğimiz SMR’ler, sürdürülebilir enerji kaynağı olarak değerlendirilebilir.” ifadesini kullandı.

Konferansta gerçekleşen “SMR’lerin yaygınlaştırılması” oturumunda da değerlendirmelerde bulunan Hergüner, bu teknolojiyle üretilen elektriğin AB pazarında rekabet avantajı sağlayacağının altını çizerek, “Bu kaynaktan alınan elektriği kullanarak gerçekleştirilen üretim, AB’de herhangi bir yaptırıma tabi olmadan ürünlerimizin satışını sürdürebilmemize vesile olacak.” diye konuştu.

Hergüner, mevcut kaynakların sürdürülebilirliğinin garanti edilemediğini belirterek, “Bu nedenle hızlı bir şekilde devreye sokabileceğimiz taze enerji kaynaklarına ihtiyaç var.” aktardı.

Rüzgar ve güneş benzeri yenilenebilir kaynakların süreklilik sorunu olduğuna işaret eden Hergüner, SMR’lerin bu belirsizlikleri ortadan kaldıracak sürdürülebilir enerji kaynağı olduğunun altını çizdi.

SMR’lerin hızlı inşa edilebildiğini dile getiren Hergüner, “En büyüğünün megavat kapasitesi 400’ü geçmiyor. Konvansiyonel santrallere kıyasla oldukça daha ufak, oldukça daha hızlı.” aktardı.

Hergüner, enerji dağıtımındaki kayıpların da SMR’lerde ortadan kalktığını vurgulayarak, “Akkuyu benzeri Mersin’den alıp Anadolu’nun herhangi bir yerinde kullanılmak üzere iletilecek bir enerji kaynağından söz etmiyoruz. İhtiyacın olduğu yerin hemen dibine kurulabilecek bir enerji kaynağı olduğu adına konvansiyonel oranda oldukça daha dev avantajları var.” diye konuştu.

Ufak modüler reaktörlerin kısa vadede Ülkemiz’nin enerji güvenliğini güçlendirebileceğini belirten Hergüner, “Onun adına SMR’ler Ülkemiz’nin kısa vadede enerji ihtiyacına çözüm getirebilecek enerji kaynakları diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.